26 Ocak 2008 Cumartesi

Sobe

Sofra Öçlem'im ne yapıp edip beni yine blogun başına oturttu ya bravo ona:) Sobelere dayanamadığımı biliyo akıllı kız vesselam..

Olsam ne olurdum??



Yemek olsam ne yemeği olurdum?



Şööle lüks bir Fransız lokantasına gidip menüyü elinize alıp nasıl okudunduğunu bilemediğiniz bilsenizde önünüze ne getireceklerini kestiremediğiniz hatta yedikten sonra faturanın kaç lira geleceğini asla tahmin edemeyeceğiniz bir yemek olurdum kesin:))) Yedikten sonra geğirmeğin hakkaten çok kötü olur, ayıp ya:))




Elbise olsam ne olurdum?

Simsiyah saten bir gece elbisesi.. Işıl ışıl parıldayan aksesuar olarak uzun eldivenler. (Annem pasaklı kadınlar siyah giyer derdi :)) Anne söz veriyorum her 5 senede bir yıkıycam, valla:)






Ayakkabı olsam ne olurdum?

Bu kıyafetin altında hamam takunyası giyecek halimiz yok. Dost başa düşman ayağa bakarmış. Düşmanlarımızı sevindirmeyelim demi... ( Bunun siyahını sordurdum mağazada kalmamış kırmızısıyla idare edicez artık.)




Araba olsam ne olurdum?

Şimdi bu elbiseye bu ayakkabıya sarı taksi olmaz demi? Elbette Rolls Royce. Yalnız ben birde şöför reca edeyim...




Mevsim olsam ne olurdum?

Tabiki de kış. Serin serin, bembeyaz, pırıl pırıl tüm çirkinlikler yorgan gibi örtülmüş. O kıyafet o ayakkabı o araba ben nasıl karda gezicem onu merak ediyorum. Büyük ihtimalle şatomum camından bakıyo olurdum:))) Oğlak megalomanlığı bu olsa gerek:) Tüm blogcu arkadaşlarım bu manzaraya davetlidir. Siz kardan adam yaparken ben size 300 metrekarelik mutfağımda salep pişiriyo olurum:))





Müzik aleti olsam ne olurdum?

Eh bu kadar süslü birine kabak kemane yakışık almaz. Müzik aletim ayakkabıma elbiseme yemeğime uygun olmalı. Şatomun duvarlarında ahenkle yankılanmalı. Demekki neymiş Halenze Öçlem Piano olurmuş:))) Dınımm Dınımm dımmm...

Hiç yorum yok: